Aşık Yarebülbül
1936.2016. Sungurlu’nun Kemallı köyünde doğdu. Asıl adı Bektaş Yegioğlu’dur. İlkokulu köyünde okudu.
Aşıklık geleneğine ve şiire küçük yaşlarda ilgi duymaya başladı. Bu konuda özellikle babasının yardımı oldu. 12 yaşında bağlama çalmayı öğrendi. Öncelikle cemlerde zakirlik yaparak kendini geliştirdi.
Pir Sultan (-1588), Şah Hatayi (1486-1524) ve Kul Himmet gibi önceki yüzyıllarda yaşayanların şiirlerinin yanında, köylerine gelip giden aşıkların deyişlerini de öğrendi. Özellikle Haydar Ali adlı aşığın bağlama çalışından çok etkilenen Yarebülbül, zamanla kendi şiirlerini de yazmaya ve söylemeye başladı. Bu dönemlerde tanıştığı Sungurlulu İrfani’yle (1929-1968) yakın dostluğu oldu.
Aşık Yarebülbül, babasının ölümünden sonra Sungurlu’ya göçtü. Bu dönemden sonra Hüseyin Çırakman (1930-2013), Şekip Şahadoğru (1932-1998) gibi birçok aşıkla ve şairle dostluk kurdu, aynı meclislerde bulundu. Aynı zamanda Gürani Doğan (1956) gibi genç aşıkların yetişmesine katkıda bulundu.
1971 yılında Almanya’ya giden Yarebülbül, 1982 yılında yeniden Sungurlu’ya dönerek yaşamını orada sürdürmeye başladı.
Aşık Yarebülbül’ün şiirleri çeşitli gazete, dergi ve araştırmalarda aktarıldı.
Aşık Yarebülbül Sungurlu’da öldü ve orada toprağa verildi.
Aşık Yarebülbül’e ilişkin Gürani Doğan tarafından hazırlanan »Aşık Yarebülbül, Yaşamı ve Şiirleri« (2002) adlı bir araştırma bulunmaktadır.
Kitaplar
Gürani Doğan
Aşık Yarebülbül
Yaşamı ve Şiirleri
Güldikeni Yayınları
1. Baskı, 2010
ISBN 978-0000-00-0
12,5 x 19,5 cm, 320 Sayfa
AyrıntılarAşık Yarebülbül
Yaşamı ve Şiirleri
Güldikeni Yayınları
1. Baskı, 2010
ISBN 978-0000-00-0
12,5 x 19,5 cm, 320 Sayfa
Aşık Yarebülbül-Ağlama (Söz: Aşık Yeribülbül/Müzik: Geleneksel)
Şiirler
Erenler
Dost ziyaret edip sohbet etmeyi
Gönül arzeyledi geldik erenler
Arzu ettik dost bağında ötmeyi
Gonca gonca güller bulduk erenler
Şükür hakka dost evine eriştik
Bacı kardeş kaynaşıp da karıştık
Özlem ile kucaklaşıp görüştük
Şad-ı hürrem olup güldük erenler
Pire bağlı ikrarımız ipimiz
Biz talibiz yol oğluyuz hepimiz
Ne mutlu mihmana açık kapımız
Hatır sorup gönül aldık erenler
Evvela sıhhattir her işin başı
Kanaat yok eder gönülden kışı
Bitmesi mümkünsüz dünyanın işi
Şu felekten birgün çaldık erenler
Yarebülbül ne ararsan özde var
Bu gönüldür ipek atlas bez de var
Saygı sevgi ilim irfan sizde var
Bir bahr-i ummana daldık erenler
* * *
Sohbet Edelim
Gelin ey erenler bugün burada
Daldıra daldıra sohbet edelim
Kibir kaynaşmağa engel arada
Kaldıra kaldıra sohbet edelim
Biz insanız ikrar olsun ipimiz
İnsanlığa açık olsun kapımız
Kini kibri hırsı nefsi hepimiz
Öldüre öldüre sohbet edelim
Aziz dostlar hazır olun eyleme
Başlasın aşk ile coşup çağlama
Aşıklara deyiş düvaz bağlama
Çaldıra çaldıra sohbet edelim
Bu fani dünyanın bitmez işleri
Arıtalım gönüllerden taşları
İçtiğimiz meyden kalan boşları
Doldura doldura sohbet edelim
Yarebülbül’üm der hırsı öldürüp
Aramızdan ikiliği kaldırıp
Mümkünse sevene murat aldırıp
Güldüre güldüre sohbet edelim
* * *
Var mı
Göz nedir gönül ne can ne canan ne
Say bakalım gönül bildiğin var mı
Mezhep ne kitap ne din ne iman ne
Ademden bir ibret aldığın var mı
Neye aşık oldun aşkı bildin mi
Bülbül gülün müdür gül bülbülün mü
Yolun mu evladır yoksa halın mı
Acep itilafta kaldığın var mı
Kimden ne öğrendin kimdir üstadın
Hakta muradın ne neler istedin
Kime yar diyorsun kime dost dedin
Ser verip yolunda öldüğün var mı
Yarebülbül’üm der insanlık baki
Boşuna arama havada hakkı
Var ademin aslı olmuyor yoku
Kuru gölden kabın dolduğu var mı
* * *
Biliyorlar
Gerçekler sözü yerine
Düzmesini biliyorlar
Mana verip herbirine
Süzmesini biliyorlar
Düşmezler aşkın ağına
Çıkmazlar benlik dağına
Girmişler irfan bağına
Gezmesini biliyorlar
Tanıyorlar gören gözü
Görüyorlar laik özü
Hal ile gönüle yazı
Yazmasını biliyorlar
Yari aramışlar elde
Çile çekmişler bu yolda
Nehirde denizde gölde
Yüzmesini biliyorlar
Yarebülbül sözüm sayı
Hak ademde insan iyi
Sırla dolu her noktayı
Çözmesini biliyorlar
Dost ziyaret edip sohbet etmeyi
Gönül arzeyledi geldik erenler
Arzu ettik dost bağında ötmeyi
Gonca gonca güller bulduk erenler
Şükür hakka dost evine eriştik
Bacı kardeş kaynaşıp da karıştık
Özlem ile kucaklaşıp görüştük
Şad-ı hürrem olup güldük erenler
Pire bağlı ikrarımız ipimiz
Biz talibiz yol oğluyuz hepimiz
Ne mutlu mihmana açık kapımız
Hatır sorup gönül aldık erenler
Evvela sıhhattir her işin başı
Kanaat yok eder gönülden kışı
Bitmesi mümkünsüz dünyanın işi
Şu felekten birgün çaldık erenler
Yarebülbül ne ararsan özde var
Bu gönüldür ipek atlas bez de var
Saygı sevgi ilim irfan sizde var
Bir bahr-i ummana daldık erenler
* * *
Sohbet Edelim
Gelin ey erenler bugün burada
Daldıra daldıra sohbet edelim
Kibir kaynaşmağa engel arada
Kaldıra kaldıra sohbet edelim
Biz insanız ikrar olsun ipimiz
İnsanlığa açık olsun kapımız
Kini kibri hırsı nefsi hepimiz
Öldüre öldüre sohbet edelim
Aziz dostlar hazır olun eyleme
Başlasın aşk ile coşup çağlama
Aşıklara deyiş düvaz bağlama
Çaldıra çaldıra sohbet edelim
Bu fani dünyanın bitmez işleri
Arıtalım gönüllerden taşları
İçtiğimiz meyden kalan boşları
Doldura doldura sohbet edelim
Yarebülbül’üm der hırsı öldürüp
Aramızdan ikiliği kaldırıp
Mümkünse sevene murat aldırıp
Güldüre güldüre sohbet edelim
* * *
Var mı
Göz nedir gönül ne can ne canan ne
Say bakalım gönül bildiğin var mı
Mezhep ne kitap ne din ne iman ne
Ademden bir ibret aldığın var mı
Neye aşık oldun aşkı bildin mi
Bülbül gülün müdür gül bülbülün mü
Yolun mu evladır yoksa halın mı
Acep itilafta kaldığın var mı
Kimden ne öğrendin kimdir üstadın
Hakta muradın ne neler istedin
Kime yar diyorsun kime dost dedin
Ser verip yolunda öldüğün var mı
Yarebülbül’üm der insanlık baki
Boşuna arama havada hakkı
Var ademin aslı olmuyor yoku
Kuru gölden kabın dolduğu var mı
* * *
Biliyorlar
Gerçekler sözü yerine
Düzmesini biliyorlar
Mana verip herbirine
Süzmesini biliyorlar
Düşmezler aşkın ağına
Çıkmazlar benlik dağına
Girmişler irfan bağına
Gezmesini biliyorlar
Tanıyorlar gören gözü
Görüyorlar laik özü
Hal ile gönüle yazı
Yazmasını biliyorlar
Yari aramışlar elde
Çile çekmişler bu yolda
Nehirde denizde gölde
Yüzmesini biliyorlar
Yarebülbül sözüm sayı
Hak ademde insan iyi
Sırla dolu her noktayı
Çözmesini biliyorlar
Ben
Eğer adem isem ben buyum işte
Sanmayın ki birşey bilmeyenim ben
Öyle bir Gülüm ki baharda kışta
Ezeli ebedi solmayanım ben
Madde-i haktandır cesedim canım
Değişim içinde geçiyor günüm
Gidenler ben idim gelenler ben im
Her zaman var idim ölmeyenim ben
Hesabı mümkünsüz zamandan geçtim
Aşk ile kaynadım ateşler saçtım
Devirler kapattım devirler açtım
Hemen bir kararda olmayanım ben
Yar yar diye kumlu çölde yelenim
Çileler çekenim murat alanım
Bu çarkı devranım gidip gelenim
Bir damla esilip dolmayanım ben
Bir nesne yok Yarebülbül olmayan
Hepisi de benim bilen bilmeyen
Sayıya ölçüye uygun gelmeyen
Tafsilatı mümkün olmayanım ben
* * *
Olmamalı
Muhammet Ali’ye talibim diyen
Muhibin özünde şer olmamalı
Hak deyip musahip gömleğin giyen
Bu yolun yolcusu kör olmamalı
Sabırla kanaat her ilmin başı
Sabreder yoluna yürüyen kişi
Koğu gıybet kibir iblisin işi
Gönülde bunlara yer olmamalı
Evliyanın yolu bağlıdır öze
Eğer talip isen doğru gel ize
Kin kibir hırs tamah yakışmaz bize
Bir talip de bunlar var olmamalı
Talip yola sahip çıkabilmeli
Nefsin kalesini yıkabilmeli
Yedi boyunduruk çekebilmeli
Gerçekten bir talip tor olmamalı
Yarebülbül’üm der anla sözümden
Yürüyelim Ehl-i beytin izinden
Şah talibi bir yolcunun özünden
Zerre-i miktarca kir olmamalı
* * *
Diyecektir
Keramet göstersen havada uçsan
Kimi şeytan kimi hak diyecektir
Bin bir meta olsa bir dükkan açsan
Kimisi az kimi çok diyecektir
Çağ dışı zamandan geldik bugüne
Manevi güç diye girdik bir dine
Hak var mıdır desek sorsak birine
Kimisi var kimi yok diyecektir
Muhabbet bağında şakıyım desem
Sana ilmi ledün okuyum desem
Seni aşk oduna yakıyım desem
Kimi yakma kimi yak diyecektir
Ben Yarebülbül’üm yarde nazarım
Alırım satarım açık pazarım
Bilerek derdimi halka çözerim
Kimi yazık kimi oh diyecektir
* * *
Çevirir
Gerçek aşk ateşi değse birine
Beyi padişahı kula çevirir
Çünkü hakkın emri gelir yerine
Zerre-i miktarı güle çevirir
Kim ki güzel gördü ateşe yandı
Bu aşık şu derviş o deli dendi
Aşk Allahtır arzu paktır efendi
Boranlı dağları yola çevirir
Aşk bade-i haktır gama kandırır
Sarhoş edip divaneye döndürür
Kendi kanununca yakıp yandırır
Ahiri encamı küle çevirir
Aşkı veren güzellerin piridir
Kayalar yardıran aşkın narıdır
Aşk ateşi sırrı hikmet Arıdır
Aldığı nesneyi bala çevirir
Yarebülbül aşk hükmünü yürütür
Gururu kibiri kini çürütür
Değdiği kişiyi yakar eritir
Geçirir haddeden tele çevirir
Eğer adem isem ben buyum işte
Sanmayın ki birşey bilmeyenim ben
Öyle bir Gülüm ki baharda kışta
Ezeli ebedi solmayanım ben
Madde-i haktandır cesedim canım
Değişim içinde geçiyor günüm
Gidenler ben idim gelenler ben im
Her zaman var idim ölmeyenim ben
Hesabı mümkünsüz zamandan geçtim
Aşk ile kaynadım ateşler saçtım
Devirler kapattım devirler açtım
Hemen bir kararda olmayanım ben
Yar yar diye kumlu çölde yelenim
Çileler çekenim murat alanım
Bu çarkı devranım gidip gelenim
Bir damla esilip dolmayanım ben
Bir nesne yok Yarebülbül olmayan
Hepisi de benim bilen bilmeyen
Sayıya ölçüye uygun gelmeyen
Tafsilatı mümkün olmayanım ben
* * *
Olmamalı
Muhammet Ali’ye talibim diyen
Muhibin özünde şer olmamalı
Hak deyip musahip gömleğin giyen
Bu yolun yolcusu kör olmamalı
Sabırla kanaat her ilmin başı
Sabreder yoluna yürüyen kişi
Koğu gıybet kibir iblisin işi
Gönülde bunlara yer olmamalı
Evliyanın yolu bağlıdır öze
Eğer talip isen doğru gel ize
Kin kibir hırs tamah yakışmaz bize
Bir talip de bunlar var olmamalı
Talip yola sahip çıkabilmeli
Nefsin kalesini yıkabilmeli
Yedi boyunduruk çekebilmeli
Gerçekten bir talip tor olmamalı
Yarebülbül’üm der anla sözümden
Yürüyelim Ehl-i beytin izinden
Şah talibi bir yolcunun özünden
Zerre-i miktarca kir olmamalı
* * *
Diyecektir
Keramet göstersen havada uçsan
Kimi şeytan kimi hak diyecektir
Bin bir meta olsa bir dükkan açsan
Kimisi az kimi çok diyecektir
Çağ dışı zamandan geldik bugüne
Manevi güç diye girdik bir dine
Hak var mıdır desek sorsak birine
Kimisi var kimi yok diyecektir
Muhabbet bağında şakıyım desem
Sana ilmi ledün okuyum desem
Seni aşk oduna yakıyım desem
Kimi yakma kimi yak diyecektir
Ben Yarebülbül’üm yarde nazarım
Alırım satarım açık pazarım
Bilerek derdimi halka çözerim
Kimi yazık kimi oh diyecektir
* * *
Çevirir
Gerçek aşk ateşi değse birine
Beyi padişahı kula çevirir
Çünkü hakkın emri gelir yerine
Zerre-i miktarı güle çevirir
Kim ki güzel gördü ateşe yandı
Bu aşık şu derviş o deli dendi
Aşk Allahtır arzu paktır efendi
Boranlı dağları yola çevirir
Aşk bade-i haktır gama kandırır
Sarhoş edip divaneye döndürür
Kendi kanununca yakıp yandırır
Ahiri encamı küle çevirir
Aşkı veren güzellerin piridir
Kayalar yardıran aşkın narıdır
Aşk ateşi sırrı hikmet Arıdır
Aldığı nesneyi bala çevirir
Yarebülbül aşk hükmünü yürütür
Gururu kibiri kini çürütür
Değdiği kişiyi yakar eritir
Geçirir haddeden tele çevirir